15 Nisan 2012 Pazar

GÖLGENİN AYAK İZLERİ

Eskiden hepimiz masumduk... Henüz kimseyi incitmemişken, dizlerimiz yara bere içinde ama kalplerimiz sağlam iken, yüzümüz kir pasak içinde fakat alnımız ak iken, sokakta koşturup oynarken ama henüz kimse bizimle oynamamışken ve hiç bir oyuna alet olmamışken... Hepimiz masumduk... Komşunun bahçesinden çaldığımız meyveleri saymazsak.
Saklambaç oynarken çaktırmadan kim nereye saklanıyor baktığımız oldu evet...  Arkadaşlarımızı ispiyonladığımız, kapı zillerine basıp kaçtığımız, cam kırdığımız, kısacık küslüklerimiz, kırgınlıklarımız oldu. Laf dinlemişliklerimiz de oldu söz dinlememişliklerimizde elbet... Ama yine de en masum en şeffaf hallerimizdi onlar...Haylazlıktı belki ama hiç değilse suç değildi...
Ah şu büyükler... Büyüyelim diye dualar ettiler hep, gözümüzün içine baktılar...O kadar süslü püslü o kadar yaşanası gösterdiler ki büyümeyi...Sahi onlar şeffaf kalmayı becerebilmişler miydi? Bu kadar istediklerine göre iyi bir şey olsa gerekti büyümek...Hepimiz istedik... İstedik ya; meğer büyümeyi istemek en büyük çocukluğumuzmuş...
O kadar lezzetli olduğunu sandık ki... Zaten büyümemiz karşı konulmaz bir doğa kanunu olmasaydı da, biz çocukluğumuzu saklamak, korumak için hiç bir çaba harcamayacaktık... Cebimizdeki bozuk paraları şekerciye kaptırdığımız gibi yani... Çocukluk işte...
Hangimiz başarabildik ki şeffaf kalabilmeyi...Meğer komşunun bahçesinden çaldığımız eriklere öyle çok kaptırmışız ki kendimizi; hayaller çaldık sonra, umutlar çaldık...Çocuk oyunlarımızın hilelerini taşıdık yaşantımıza...Oynadık! Hileler yapa yapa oynadık...Kendi kendimize oynadık... Kandırdık! Herkes birbirini kandırdığını sanırken , kimse farkına varmadı yalnızca kendini kandırdığının...
Adeta gölge gibi yaşamaya başladık.Işığa muhtaç, ışık altında ama karanlık... Işığı beklemeyi mi, Işıktan kaçmayı mı seçtik bilinmez... Ama onunla kucaklaşamadığımız kesin...Çünkü hiç birimiz saydam kalmayı beceremedik...Saydam kalabilseydik eğer, ışığın gücünü ensemizde hissettiğimizde, önümüzde koca bir karanlık görmezdik...
Gölgeler gibi korkakça yaşadık...O kadar ağır yükler yükledik ki omuzlarımıza dahası vicdanlarımıza; ışıktan korktuk... Korktuk ya karanlığa bile sığınamadık...Çünkü artık hiç birimiz masum değildik...Bir gölge gibi karanlıkta kaybolmaya mahkumduk...

Öznur HEDİK

0 yorum:

Yorum Gönder

Gri Kelebek sitesinin tüm hakları Öznur HEDİK'e aittir.
İzin alınmadan ve kaynak göstermeden alıntı yapılamaz!


Paylaş!

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites