Bir kadın, bir erkek bir de gurur... Peki aşk nerede? İşte buna tam olarak siz karar verirsiniz. Gurur denilen o baş belasının zirvesinde de olabilir, ayaklarının tam altında da. O, öylesine koyu renkli bir perdedir ki... Kurşun işlemeyecek kadar kalın bir zırh, aşılması mümkün görünmeyen yükseklikte bir dağ gibi durur hayatınızın tam ortasında. Sanırsınız ki asla erişilemez, sarsılmaz, yıkılmaz. Çok güçlü gibi görünür. Bir de bakmışsınız ki serilivermiş ayaklarınızın altına. O görkemli gururunuzu kendi ayaklarınızla çiğneyivermişsiniz. Aşk nerede? İşte bu noktada emin olursunuz ki aşk: Yalnızca durmaksızın çarpan kalbinizde değil, kanınızda, kemiğinizde hatta iliğinizdedir.
Gururunuz, yüce dağların zirvelerine toplanmış kar kütleleri gibidir. Göz kamaştırır, ürkütür, üşütür...
Aşk, öyle ki çığ gibidir. Bir bakarsınız serivermiş gururunuzu ayaklar altına. Engel olamazsınız. Gururun soğuk bedeni; öyle bir akar ki yamaçlarınıza, tutamazsınız onu. Yalnızca seyredersiniz.
Aşk ki ömrünüzü aydınlatacak ışık demetidir. Kaldıramazsanız o koyu renkli gurur perdesini hatta aralamaya bile cesaretiniz yoksa hiçbir zaman sızmaz hayatınıza. Işıktan bihaber, karanlığa mahkum yaşarsınız.
Söküp atmalısınız kendi ellerinizle o zırhı. Kurşun ise gelip bulmalı sizi, vurmalı tam kalbinizden. Kanatacaksa kanatmalı. Eğer tek bir kıvılcımsa gördüğünüz o ateşe körük olmalı. Yakacaksa yakmalı. Isıtmalı o buzdan soğuk gururunuzu. Eritip yok etmeli.
Bir kuş gibi özgür olmak ister aşk. Doyasıya kanat çırpmak ister. Asla sığmaz gurur kafesine. Eğer her şeye rağmen sokulabilmişse hayatınıza; gururunuza rağmen gelip konmuşsa dalınıza, emin olun ilk kışta göç edecektir. Sıcak diyarlara uçacaktır. Başka baharlarda süzülecek, cıvıldaşacak, başka dallara konacaktır turnalar gibi. Oysa gururdan arınmış bir ruhun baharında hep serçedir aşk. Kışı da göğüsler soğuğu da.
Siz hala görkem mi diyorsunuz? Hâlâ başınızın üstünde mi taşıyorsunuz onu? Peki aşk nerede?
Ben söyleyeyim size: Ayaklarınız tam altında. Öyleyse acırım size.
Mavi sisler içinde adeta gökyüzüne dokunacakmış gibi görünen yüksek dağ gibi duran ruhunuzda; kuşların nağmelerle uçuşmasına izin vermiyorsunuz demektir. Öyleyse, sizin dağlarınızdaki ormanlarda hiçbir zaman şeffaf sular akmayacak, türlü renk ve kokuda ruh okşayıcı ahenkte çiçekler açmayacak demektir. Hep vahşi kalacak ormanlarınız. Tepeleriniz puslu ve karanlık kalacak. Aşk nerede??? Sislerin ardında, karanlığın içinde... Siz buna güç mü diyorsunuz? Acırım size!
1 yorum:
Her zamanki gibi harika.
Yorum Gönder