İnsan hangi duygusunu sorgulayabilir ki hayatta? Öfke mi? Şefkat mi? Kin mi; nefret mi? Hangisine engel olmaya çalışır? Kabul edelim ki hiçbirini. Beyin işi midir bu? Hayır. Gönül dinlemez...
Ne gariptir ki insan; ''kutsal'' diyebilecek kadar değer biçtiği halde yargılamaya, sorgulamaya çekinmez AŞK'ı... Gönül işidir bu ama beyin dinlemez. O her şeyden üstün tuttuğumuz ''MANTIK'' nedense en olmadık yerde işler. Öfkeye, kine, nefrete işlemez. Anne şefkatinde, çocuk neşesinde, tabiat sevgisinde mantık aradık mı hiç? İnsanoğlu ne ister AŞK'tan? "ESKİDEN" derler ya hep. Evet eskiden herkes aşkına bakardı. Beyin de haddini bilirdi kalp de. Bu ne karmaşa böyle, yorulmadınız mı? ''AŞK'' Her ne aşkı olursa olsun. Yaşamaya değmez mi? Bırakın bu mantık saçmalığını artık. Mantık kendine ters düşeli çok oldu. Bu bizim uydurmamız sadece? Biz ne tarafa çekersek o tarafa gider. Hangi beyne girerse onun şeklini alır. Öyleyse neden mantık kalıbına sokulur aşk. Hangi gönüle girerse onun şeklini alsa ya. Bakmayın siz benim üzerine yazılar yazdığıma. SAÇMA! Doyamamak mıdır aşk, kıyamamak mıdır? SAÇMA! Öyle mi yaşanır aşk böyle mi? SAÇMA! Aşk istediği gibi yönetsin bizi bırakın. O bizi soksun kendi kalıbına.
Onu yakaladıysanız eğer öyle sıkı tutun ki izin vermeyin kaçmasına. Başınıza geldiyse eğer emin olun yeryüzünde başınıza gelebilecek en güzel şey budur. Sakın ola sırtınızı dönmeyin ve ne olur artık incitmeyin, küstürmeyin aşkı.
AŞKLA KALIN!...
0 yorum:
Yorum Gönder