Oysa ki yalnızca bir kaç dakika sürmüştü. Öylece geçivermiştim önünden. Ama içime işledi yalnızlığı. Yaşlanmış kerpiç duvarlarının çatlakları arasından umuda yeşeren otlar; bir şeyler anlatmak ister gibiydi. Yılların yorgunluğuyla eğilmişti başı. Öylesine hüzünlü gözlerle bakıyordu ki. Tahtaları çürümüş, camları kırılmış,boyası eskimiş hatta yer yer dökülmüştü. Kim bilir en son ne zaman kapatılmış ve bir daha açılmamış olan kapısı, dimdik duruyordu durmasına ama gözlerindeki kırgınlığı gizleyemiyordu yine de.
Yalnızca bir kaç dakikaya sığdırabildiğim kocaman hayaller, hikayeler canlandı gözümde. Çocuk sesleri, kahkahalar, ağıtlar çınladı kulağımda....